Neden başka bir yol denemedim mi?
Dinlemekten de anlatmaktan da yoruldum. İnsanların bakışlarından, sözlerinden tiksindim. Daha fazla araba sesi duymaktan, sabah alarmla uyanmaktan, sıra numarası almaktan, alışveriş yapmaktan, bir yerlerden haberleri dinlemekten, birilerinden bir şeyler rica etmekten, para bulmaya çalışmaktan, yasalardan sürekli kaçmaktan, iktidarların gücünden endişe ederek yaşamaktan vazgeçtim.
Bazı şeyleri ‘ ehven-i şer ‘ , ‘ kötünün iyisi ‘ , ‘ nispeten iyi ‘ olarak ayırmaktan bıktım. Şehrin, köleliğin ve kapitalizmin tam ortasında ucube bir hayat yaşamaya çalışmaktan sıkıldım. Artık AVM’den değil esnaftan almak, bazı insanları ya da kurumları diğerlerinden ayırmak, insan kültürleri arasında seçimler yapmak istemedim. Başka bir yolu seçtim.
Ama masum insanlar ne olacak mı?
Komple batması gereken bu dünyadan hangi insan sorumlu değil? İnsanlar değerli ya da önemli mi ki ölmemeliler? Peki ben çok mu değerliyim? Ya da masum muyum? Neden yaşamak, nefes alıp vermeye devam etmek zorundayım? Yeni bir şey kurmak ya da yaratmak zorunda mıyım?
Bugün tetiğe bastığımda sadece binalar ve insanlar patlamayacak. Aynı zamanda hep kendi geleceğimi düşünmem gerektiğine, insanların ve insanlığın diğer her şeyden üstünlüğüne, iktidarların çok güçlü olduğuna dair düşünceler de patlayacak.
Kurtuluşa az kaldı
Bugün endişelerim, acılarım, sıkıntılarım, güçsüzlüğüm sona erecek. Bugün bütün kimliklerim betonlarla birlikte toprağa gömülecek, efendilerin huzuru kaçarken patlayan her şey huzur bulacak. Yaşasın yokluk, yaşasın yokluğum, yaşasın topyekün yok oluş!