Her Ben, daha doğuştan halka, devlete suçludur.
Sen korkudan ellerini kavuşturarak acı dolu bakışlarını gökyüzüne yönelttin ve kendini duaya verdin.
Bunun üzerine doğanın fırtınaları dindi, arzularının şiddeti ile kabaran okyanusun dalgaları duruldu.
Yorgun göz kapakların yavaş yavaş gözlerinde sönen hayatın üzerine kapandı, vücudun daki gerginlik ağır ağır gevşedi, yüreğindeki dalgaların uğultusu dindi, birbirine kenetlenmiş ellerini, güçsüz bir hâlde yenik düşmüş bağrının üzerine bastırdın ve ta derinlerden gelen hafif bir ahh! sesi ile ruhun huzura kavuştu.
Böylece uykuya daldın, ama ertesi sabah gene aynı savaşı vermek ve yeniden dualara sığınmak üzere uyandın.
Artık bedensel zevklerden vazgeçmeye alışmış olman, arzularının ateşini söndürüyor -ama gençliğinin gülleri de, ruhunun o kansız cansız esenliği uğruna solup gidiyor.
Ruhun kurtuldu ya! Varsın bedenin çürüsün!