Putların Alacakaranlığı

Putların Alacakaranlığı

Karanlık ve ölçülerin üzerinde sorumluluk gerektiren bir davanın ortasında neşesini korumak, hiç de azımsanmayacak bir meziyettir: üstelik, neşeden daha gerekli ne vardır? Delice neşeden payını almamış hiçbir şey başarıya ulaşmaz. Ancak güç fazlasıdır gücün kanıtı. — Tüm değerlerin bir yeniden değerlendirilişi , bu soru işareti öyle kara öyle devasadır ki, gölge salar, onu koyanın üstüne — böyle bir görev yazgısı zorlar her an, güneşe koşmaya, çok ağırlaşmış bir ciddiyeti üstünden silkip atmaya. Her yol mubahtır bunun için, her “ vaka” bir mutluluk vakasıdır. Özellikle de savaş. Savaş her zaman büyük akıllılığıydı çok manevileşmiş, çok derinleşmiş tinlerin; yaralanmada bile iyileştirici bir güç vardır hâlâ. Kaynağını, bilginlerin merakından sakladığım bir söz, çoktandır sloganım olmuştu: Continue reading

Posted in General | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Comments Off on Putların Alacakaranlığı

Ecce Homo

Ecce Homo

l
Bu yakında insanlığın karşısına, şimdiye dek ona yöneltilmiş en çetin istekle çıkacağımı göz önüne alarak, önce kim olduğumu söylemeyi gerekli buluyorum. Aslında bilinmeliydi bu: “Kimliğimi saklamış” değilim çünkü. Ama ödevimin büyüklüğü ile çağdaşlarımın küçüklüğü arasındaki oransızlık şuradan belli ki, beni işitmediler, görmediler bile. Ben kendime açtığım krediyle yaşıyorum; belki yaşadığım da bir önyargı yalnızca?.. Yaşamadığıma kendimi inandırmam için, yazları Ober-Engadin’e[1] gelen “aydınlar” dan bir tekiyle konuşmam yeter. Bu koşullar altında, alışkanlıklarımı, içgüdülerimin gururunu aslında ayaklandıran bir ödev düşüyor bana, şunu söylemek düşüyor: Di n l eyin! Ben f a l anc ayım. Ba ş ka s ı yl a k a r ı ş t ı rmayın beni her şeyden önce! Continue reading

Posted in General | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Comments Off on Ecce Homo

Hristiyanlık ve Deccal

Hıristiyanlık ve Deccal

Gerçekte iki Antik Yunan tanrısı olan Apollon ve Dionysos, Nietzsche’de anlamca yüceleştirilir ve oluşun merkezine koyulur. Sanatın bire bir oluşumu, bu iki kavrama bağlıdır.

Apollon: Nietzsche’de anlamını “biçim”le bulur.
Dionysos: Nietzsche’de anlamını “uyum”la bulur. Continue reading

Posted in General | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Comments Off on Hristiyanlık ve Deccal

Biricik Cinsellik ve “Eşeysiz” Ben

Biricik Cinsellik ve “Eşeysiz” Ben
Özgür Cinsellik ve Özgün Cinsellik

Bizlerin 1921’de göremediğini Tanrı Max Stirner 1844’te gördü.    -Wilhelm Reich

Marx/Engels ve Fuerbach’ın betimledikleri insan resmi, Aydınlanma Avrupası’nın düzeyine indirgediği gerçek insanı ve yine onun düzeyindeki cinselliği tamamlıyordu. Aydınlanma projesinin kayıtsız şartsız benimsediği ve uygulamaya başladığı cinsellik işçisini daha sonra Michel Foucault ele alacak ve gerçek cinsellik saplantısını otoriter düzenin erk ile olan bağlantısına bağlayacaktı. Hümanite düşüncesini paylaşan (liberal-demokratlarından topluma entegre olmuş kiliselere kadar) herkesten şüphelenen Foucault, erkin egemenlikten uzak bir resmini çizmeye çalışıyordu. Foucault otoriteye tam olarak yenil(e)meyen bir gücün olduğundan yola çıkarken, bu güce otonom özne adını verecekti. Continue reading

Posted in General | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Comments Off on Biricik Cinsellik ve “Eşeysiz” Ben

Hakikat

Hakikat

Sen hakikati ararken, kalbin neyi özlemekteydi ki? Efendini!

Ben Pilatus’un sorusuna yanıt vermek istiyorum: Hakikat nedir? Hakikat özgür düşüncedir, özgür idedir, özgür tindir; hakikat Senden bağımsız olan, senin-olmayan, senin kudretinde olmayandır. Ancak hakikat aynı zamanda asla bağımsız olmayan, kişisel olmayan, gerçek olmayan ve bedensiz olandır; hakikat Senin ortaya çıktığın gibi ortaya çıkamaz,  hareket edemez, değişemez, gelişemez; hakikat her şeyi Senden bekler ve Senden alır ve sadece Senin aracılığınla vardır: çünkü sadece – Senin kafanın içinde varolmaktadır. Sen hakikatin bir düşünce olduğunu ama her düşüncenin hakiki bir düşünce olmadığını kabul ediyorsun ya da Senin de ifade ettiğin gibi, her düşünce hakikaten ve gerçekten bir düşünce değildir. Peki, hakiki bir düşünceyi neye göre ölçer ve tanırsın? Senin güçsüzlüğüne göre; demek ki onun üzerinde gücünü kuramayışına göre! Eğer Sana üstün gelirse, Seni heyecanlandırırsa, peşinden sürükleyecek kadar coşturursa, Sen onu hakiki düşünce sayarsın. Senin üzerindeki tahakkümü, hakikatini kanıtlar Sana ve eğer Sana sahip olursa ve Sen onun takınaklısı olursan, o zaman onunla esenlik içerisindesin, çünkü o zaman Sen – efendini ve ustanı bulmuş olmaktasın. Sen hakikati ararken, kalbin neyi özlemekteydi ki? Efendini! Sen kendi erkini elde etmeye çalışmıyordun, erkli birini elde etmek ve yüceltmek istiyordun (“Efendimizi, Tanrımızı yüceltin!”). Hakikat, sevgili Pilatus, – Tanrıdır ve hakikati arayan herkes Tanrıyı arar ve över. Tanrı nerede yaşar? Kafanda; başka nerede yaşayabilir ki? Hakikat sadece tindir ve Sen onu gerçekten gördüğünü sandığın her yerde o bir – hayalettir; Tanrı Efendi sadece düşünülendir ve görünmeyeni görünür, tinseli bedensel yapmak isteyen Hıristiyan korku ve ıstırap bu hayaleti yaratmıştır; bu korku ve ıstırap hayalet inancının yüreksiz feryadıdır. Continue reading

Posted in General | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Comments Off on Hakikat